Corona Günlükleri
- Asliku
- 4 Nis 2020
- 5 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 8 Nis 2020
Herkese evden merhabaaa🤗 Bugün günlerde cumartesi 2020-04-04, yaklaşık olarak evden yaşamaya başlamamızın 4. haftası, uzunca bir süredir hiçbir şey yazmıyordum daha doğrusu taslak olarak yarım yamalak bir şeyler yazıp bir türlü tamamlamayıp paylaşmıyordum ama bugün aşırı enerjik ve şevkli hissettiğimden günlerimin nasıl geçtiğini kendime hatırlatmak ve daha da fazla motivasyon yüklemesi yapmak için yazmaya karar verdim😊 Ayrıca bu yazıda sadece bana sağladığı avantajlara odaklanmak istedim yoksa bir an önce normal hayata dönmeyi dört gözle beklemiyor ve dua etmiyor değilim.
Dünya'nın içinde bulunduğu şu korkunç durumu bir şekilde kendi kişisel gelişimim için karlı kapatma niyetindeyim, her ne kadar kayıp sayısı ve rakamlardaki büyüme göz korkutucu olsa da bence bu günler de geçecek ve üstesinden geleceğiz, komple teorilere oldum olası hep inanmışımdır ve küçüklüğümden beri gerçekle bütünleşik mistik olaylar hep ilgimi çekmiştir, bu yaşanan durumun da her ne kadar kaza eseri ortaya çıktığını düşünmek istesem de anlatılan komple teorilerine çok daha yüksek bir pay veriyorum ve üzülerek oyumu insanoğlunun acımasızlığına veriyorum.
Corona günleri Part 1...

İlk hafta gerçekten çok bunalım ve karamsarlık hakimdi ruh halimde, her gün bültenler ölü sayısının artması, ekonomik çöküntü üzerine odaklanırken dünyayı ve Türkiye'yi nelerin beklediğini düşünmekten başka herhangi bir şey yapmak içimden gelmiyordu. Üstüne bir de sadece evde oturarak ultra hareketsiz bir yaşam eklenip enerjimi, stresimi de atamayınca gerçekten karabasanlar basmıştı. Her neyse gel zaman git zaman bu duruma alışmaya ve içten içe bu durumu nasıl kendimce avantaja çevirebileceğim üzerine odaklanmaya başladım, yalnız yanlış anlaşılmasın sadece mütemadiyen evde yaşama kısmından bahsediyorum durumun vehametinden ve biran önce bitmesini istemediğimden değil. Neyse günler günleri kovalarken kendime ayıracak inanılmaz fazla zaman ve enerjim olduğunu fark ettim, ilk 1-2 haftasını çok verimli geçirmeyerek netflix dizilerine (Narcos baya güzeldi bu arada biraz hızlı bitirdim) ve boş beleş vlog'lara dalma beni biraz kendime getirdi ve turbo gazla tüm boş zamanımı "başkalarının orayı da gezdim, bunu da yaptım, aa bakın bu da benim odam"dan kurtulup kendime ayırmaya adadım. Bir sürü ücretsiz online kurs listesi çıkarttım, ne zamandır sürekli kendime işten güçten kendimden vakit ayıramamaktan sızlanarak başlayamadığım kurslara başladım. 1-2 tanesini süper hızlı ve verimli bir şekilde bitirdim💪🏻Halen listede bir tomar kurs ve öğrenilecek şey olmasının yanında sadece tek yönlü değil de yine her zaman söylediğim gibi yeni hobiler elde etmemle paralel bir şekilde yoluma devam etmeye koyuldum. Yaklaşık 2 yıl kadar önce kardeşime aldığım ve porselen tabakların olduğu vitrinin üzerinde çalınmak için bekleyen ve daha önce neden bir türlü elime alıp da öğrenmediğim klasik gitarı öğrenmeye başladım yihuuu 🎸🎸💃🏻💃🏻 Gerçi bundan önce de girişimlerim olmuştu hatta öğrensin diye kardeşime udemy'den sudan ucuz aldığım kursa bir iki sefer başlasam da çoğu kişi gibi yarıda bırakmıştım 😑Demek ki gerçekten öğrenmek için bu denli kendime vakit ayırmam gerekiyormuş diyerek kendimi teselli edeyim biraz da🤫
Yaklaşık olarak öğrenme videolarını takip ettiğim ilk birkaç gündür karşılaştığım temel bir sorun vardı. Aynı notaları basmama, akorları düzgün yapmama rağmen bir türlü aynı tınıyı elde edemiyordum, meğer benim gitarım klasik ama takip ettiğim videolarda ise akustik gitar kullanılıyormuş 😂. Ve klasik gitarda da daha çok latin tınılarına sahip şarkılar çalınabilirken akustiğin verdiği o daha ince tını ile de pop, rock, blues gibi daha geniş bir yelpayeze sahip olabiliyormuşsun, bu da çıkatttığım 3. gün kıssadan hissesi oldu şimdilik. Şu corona günlerini sapasağlam atlabilirsem bir akustik gitar alma niyetindeyim yada benimkinin tellerini akustiğe çevirteceğim.
Şu an için daha çok başlangıç seviyesinde olsam da temel major notaları btirip ufak nakaratlar çalmaya başladım ve önümüzde evde geçireceğim haftalar için de ufak tefek hedefler belirledim. En azından bu başımıza gelen hazin olay sonlandıktan sonra dosta düşmana bir iki şarkı çalabilme niyetindeyim.
Corona günleri Part 2 ...
Diğer başka neler yaptığıma gelecek olursam, tam saymamakla beraber 2 tane de kitap bitirdim canım Grange'ın ❤️. Şu an ise yine aylar önce aldığım ama hiç okumadığım Adam Fawer'ın Oz kitabına başladım, beklediğimden çok farklı bir tarzda ilerliyor şu an için ama ters köşe yapacağından hiç şüphem yok😉 Yukarıda uzun süredir hareketsiz kaldığımdan bahsetmiştim ve evet beni en çok zorlayan kısım da galiba bu, çok çok sosyal bir insan olmadığım için dışarı çıkamama olayını sineye çekebilecek seviyedeyim ama hareketsiz kalmayı daha kaç ay sürdürebileceğimden emin değilim😔 Birkaç sportif aktivite girişimim oldu, ip atlama yoga yapma yada güçlendirme hareketleri gibi ama henüz iyi bir randıman alamadım devamlılık konusunda. Bir gün çok gaza gelip 1 saat falan yapıp geri kalan 4-5 gün hiçbir hareket yapmıyorum bir düzene oturtmama gerektiğini buraya not alayım kendime. Önceki yazılarımda bahsettiğim ve dur durak bilmeden temmuzdaki yüzme yarışına hazırlık aşamalarımın askıya alınmasından, antreman yapamamamdan bahsetmiyorum bile 😭 Uzun süredir program dahilinde hiç aksatmadan devam ettiğim aktivitem, kazandığım kondisyonumla beraber biraz yalan olmuş durumda. Umarım bu durum tez zamanda düzeldiğinde kaldığım yerden devam edeceğim.
Evden işleri yürütme olayına gelirsek de, sanırım uzun zamandır savunduğum ve beklediğim çalışma düzenini zorunluluktan dolayı yaşamaya başladık hepimiz. Kendi veririm açısından bana inanılmaz iyi geldiğini düşünüyorum, kendi zaman planlamamı gün içerisindeki enerjime göre bölüp en iyi hissettiğim zamanı en yoğunlaşmam gereken işler için ayırmam çok verimli oluyor özellikle öğrenmem gereken yöntemler için sessiz bir ortam ve kendi masamda çalışıyor olmak artı verim bile katıyor diyebilirim🤓 Ofis ortamında tek özlediğim şey galiba bel yastığım😬 onsuz biraz eksik biraz kambur hissediyorum, hissetmekle kalmayıp galiba kamburlaşıyorum😕 Burada kendime yoga için link veriyorum "bir an önce başla".
Şirketlerin bu zorunlu durum için çok zor durumda kalmasının yanında bence işleri evden de yürütebileceklerini anlamaları için üzücü ama gerekli bir süreç oldu bence..
Ayrıyetten uzun bir süredir eksik bıraktığım ve ihtiyacını hissettiğim yabancı dil gelişimime de zaman ayırabiliyor olmak da beni motive etmeye başlayan sebeplerden diyebilirim, dip not olarak ekleyeceğim bir diğer motivasyon sebebim ise kilo kontrolünün çok iyi bir şekilde yönetebiliyor olmak. İlk haftalarda dozunu kaçırdığım ve sürekli oturmaktan dolayı almış olduğum birkaç kiloyu düzenli su tüketimi ve porsiyon kontrollerinde fazlasını vermiş bile olabilirim. Not: bütün gün oturmaktan yoruldum diyen canım babaannemi de en iyi empati yolu yolu olan yaşayarak öğrenme ile çok iyi anlamış bulundum bu süreçte, gerçekten de efor sarf etmekten çok daha yorucu ve eklem yoran bir durummuş😔
Corona gerçekleri ...

Ve son olarak ben biraz olumlu taraflarını görmeye odaklansam da işin biraz da gerçek ve acı yönüne değinmek istiyorum.. Şu an bizler için canla başla çalışan sağlık çalışanları bunun dışında evde çalışma gibi bir lüksü olmayan ekmek parası için çalışmak zorunda olan vatandaşlar için ne kadar kötü bir durum olduğunu aklımdan çıkartmıyorum. Dünyada her gün asıl emek veren insanlar, gerçek alın teri veren, hizmet için uğraşan vatandaşların her zaman 3 kuruş kazandıkları bu ülkede hali hazırdaki şartlar göz önünü alındığında sadece evden çalısan göt beyaz yakalılara ( kendim de dahil olmak üzere) ve diğer evinde rahatça çalışabilecek konforu olan yarınını düşünmek zorunda olmayan insanlara hizmet etmek zorunda olması kanımı donduruyor. Sözde şirketlerin linkedinde yardım görünümlü pr'ları, bu üzücü günler geride kaldığında yine çalışanlarının ağızlarına sıçmaya devam edecek olması beni inanılmaz insanlıktan soğutuyor. Her zaman söylüyorum yine söyleyeceğim bu dünyada adalet madalet yok bombok bir şeyin içinde kendi potansiyelimizi keşfedemeden ha bugün koronadan ha yarın başka bir felaketten yada kaderden ölüp gideceğiz. Gerçek emek veren insanları hayatımızda her zaman hatırlamamız, yardıma muhtaç insanlara sadece zor günlerde değil her zaman destek olmamız gerektiğini unutmamalıyız. Bu kadar güzel enerji ile başladığım bir yazıyı bu kadar kötü ruh hali ile kapatmak hoş olmasa da dünya gerçekleri, emek ve alın teri dün de bugün de yarın da değişmeyecek. Umarım insanlık sınavını bir gün verebiliriz..
"VİRÜS SINIF TANIMIYOR, BİZ DE TEDBİR ALIRKEN SINIF TANIMAYALIM"
Comments